Project Pacific ile duyurulan ve vSphere 7 ile hayata geçen yeniliklerden biri de, vSphere7 artık container uygulamalar için çok yaygın kullanımı olan Kubernetes ile birlikte yüklenebilmektedir.
vSphere with Kubernetes bizlere vSphere’i hypervisor katmanında Kuberbetes iş yüklerini çalıştırabilen bir platforma dönüştürme imkanı sağlamaktadır. Böylece vSpherea yöneticileri hem sanal makineleri hem de containerler’ları tek bir nokta (vCenter) üzerinden kontrol edebilme imkanına sahip olmakta.
Günümüzün dağıtık sistemleri genellikle çok sayıda mikro servis ve bu servislerin çalıştırdığı birden çok sanal makine ile Kubernetes pods’tan oluşur.
Şekil 1 - Standart Uygulama Ortamı
vSphere with Kubernetes’e dayalı olmayan uygulama ortamı, sanal makinelere kurulan Kubernetes altyapısı ve bu makinelerde ayrı ayrı çalışan Kubernetes podlarından oluşur. Uygulama ortamının her bir parçasını üç ayrı rol yönetir bunlar Uygulama geliştiricileri, Kubernetes Cluster yöneticileri ve vSphere yöneticileridir.
vSphere with Kubernetes ile Gelen Özellikler
Şekil 2 - vSphere with Kubernetes Uygulama Ortamı
Kubernetes’in vSphere’e entegre edilmesinin bir avantajı da artık geliştiriciler modern uygulamalar oluşturmak için kullandıkları endüstri standardı araçları, alışkın oldukları arayüzleri API’leri ve 3. parti uygulamalarıda kullanmaya devam edebilecektir ve yetki alanı genişletilmiş rollerle platform üzerinde daha fazla kabiliyet kazanacaklardır.
vSphere yöneticisi olarak;
Uygulama geliştiricisiyseniz;
Şekil 3 - vSphere with Kubernetes Yapısı
Sonuç olarak Project Pacific Kubernetes platformunu vSphere ortamının doğal bir parçası olarak bizlere sunmaktadır. Modern uygulamaların günümüzde geleneksel uygulamaların yerini almaya başladığı bu günlerde tek platform üzerinden kontrol sağlayan vSphere with Kubernetes bizlere oldukça yardımcı olacaktır.